Muğla Son Dakika Haber
Muğla
HAFİF YAĞMUR
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İSLAM'IN AH­LA­KI HAYÂDIR

YAYINLAMA:



“Her bir dinin ken­di­ne has bir ah­la­kı var­dır. İslam’ın ah­la­kı ha­yâ­dır.” (Mu­vat­ta, Hüsnü’l-Hulk, 9) İslam'ın ah­la­kı hayâdır."
Allah'ın el­çi­si Hz. Mu­ham­med (S.A.V) çok if­fet­li ve utan­gaç­tı; as­lın­da tam ma­na­sıy­la bir namus sem­bo­lüy­dü.
Sa­ha­be ‘den pek çok kim­se­nin ri­va­yet et­ti­ği­ne göre, genç kız­lar­dan daha hayâ sa­hi­bi ve utan­gaç­tı. Hiç­bir zaman yük­sek sesle veya ya­kı­şık­sız bir ta­vır­la ko­nuş­ma­mış­tır.
Alış-ve­riş için pa­za­ra çık­tı­ğın­da in­san­la­rın ya­nın­dan ya­vaş­ça ve te­bes­süm ede­rek ge­çer­di.
Bazı in­san­lar Kâbe'nin ya­nın­da yı­ka­nır­ken veya çıp­lak tavaf eder­ken Ra­su­lul­lah bu tip dav­ra­nış­lar­dan hoş­lan­maz­dı. Bir mec­lis­te is­te­me­di­ği bir şey duy­du­ğu zaman in­san­la­rın yü­zü­ne karşı bir şey söy­le­mez­di. Fakat yü­zü­nün rengi duy­gu­la­rı­nı yan­sı­tır ve as­ha­bı da böy­le­ce ih­ti­yat­lı olur­du.
Ebu Said el-Hud­ri şöyle de­miş­tir: " Ra­su­lul­lah ba­ki­re kız­dan daha ha­yâ­lıy­dı. As­ha­bı, Ra­su­lul­lah'ın bir şey­den hoş­la­nıp hoş­lan­ma­dı­ğı­nı yü­zün­den an­lar­dı'
Hz. Aişe, Re­su­lul­lah'ın ha­yâ­sız­ca, ağ­zı­nın içi gö­rü­lecek şe­kil­de gül­dü­ğü­nü gör­me­di­ği­ni, sa­de­ce gü­lüm­se­mek­le ye­tin­di­ği­ni söy­le­miş­tir.

Cabir b. Se­mü­re'nin ri­va­ye­ti­ne göre Ra­su­lul­lah ko­nuş­kan de­ğil­di. Açık ve sü­kû­net­le ko­nu­şur­du. Hz. Aişe şöyle de­miş­tir: " Ra­su­lul­lah sizin ko­nuş­tu­ğu­nuz gibi hızlı ko­nuş­maz, ya­nın­da­ki­le­rin daha sonra ha­tır­la­ma­la­rı­nı ko­lay­laş­tı­ra­cak şe­kil­de ke­li­me­ler ara­sın­da bir müd­det du­rak­lar­dı." İbni Ömer'in an­lat­tı­ğı­na göre Ensar'dan bir zat, kar­de­şi­ni hayâlı ol­ma­ya karşı ikaz eder­ken, ora­dan geçen Ra­su­lul­lah şöyle de­miş­tir: " Onu yal­nız bırak, hayâ ima­nın par­ça­sı­dır."
İmran b. Hü­se­yin'in ri­va­ye­ti­ne göre Ra­su­lul­lah 'Hayâ iman­dan­dır ve ha­yâ­lı olan kişi ise Cen­net'tedir. Ah­lak­sız­lık kal­bin ka­tı­lı­ğın­dan­dır. Kalbi katı olan kişi ise Ce­hen­nem dedir ." bu­yur­muş­tur.
Zeyd b. Talha'nın ri­va­ye­ti­ne göre Ra­su­lul­lah (S.A.V) şöyle de­miş­tir: " Hayâ ve iman bir ara­da­dır; biri git­ti­ğin­de di­ğe­ri de pe­şin­den gider'
Yine aynı şah­sın ri­va­ye­ti­ne göre Ra­su­lul­lah (S.A.V) " Her dinin bir hu­su­si­ye­ti var­dır ve İslam in hu­su­si­ye­ti ise ha­yâ­dır ' bu­yur­muş­tur.
Ebu Hu­rey­re şöyle ri­va­yet et­miş­tir: " Ra­su­lul­lah (su­nu­lan) hiç­bir yemek hak­kın­da yorum yap­ma­mış­tır. İste­di­ğin­de yemiş; is­te­me­di­ğin­de ise (menfi bir yorum yap­ma­dan) bı­rak­mış­tır "
Enes'in ri­va­ye­ti­ne göre de Ra­su­lul­lah: " Kaba söz ayıp­tan başka bir şey ge­tir­mez. Hayâ da gir­di­ği yeri süs­ler :' bu­yur­muş­tur.
Hz. Aişe'nin bir ri­va­ye­tin­de Pey­gam­ber şöyle de­miş­tir: " Ce­za­sı­nı ben bile çe­kecek olsam, hiç kim­se­nin ka­ba­ha­ti hak­kın­da ko­nuş­mak is­te­mem
Re­su­lul­lah (sav) "Allah'tan hak­kıy­la hayâ edin!" bu­yur­du­lar. Biz: "Ey Allah'ın Re­su­lü, el­ham­dü­lil­lah, biz Allah'tan hayâ edi­yo­ruz" dedik. Ancak O, şu açık­la­ma­yı yaptı: "Söy­le­mek is­te­di­ğim bu (sizin an­la­dı­ğı­nız hayâ) değil. Allah'tan hak­kıy­la hayâ etmek, başı ve onun ta­şı­dık­la­rı­nı, batni ve onun ih­ti­va et­tik­le­ri­ni mu­ha­fa­za etmen, ölümü ve top­rak­ta çü­rü­me­yi ha­tır­la­man­dır. Kim ahi­re­ti di­ler­se dünya ha­ya­tı­nın ziynetini terk etmeli, ahi­re­ti bu ha­ya­ta ter­cih et­me­li­dir. Kim bu söy­le­nen­le­ri ye­ri­ne ge­ti­rir­se, Allah'tan hak­kıy­la hayâ etmiş olur."
Re­su­lul­lah (sav) bu­yur­du­lar ki: "Her bir dinin ken­di­ne has bir ah­la­kı var­dır, İslam'ın ah­la­kı hayâdır."
Re­su­lul­lah (sav) bu­yur­du­lar ki: "Edepsizlik ve çir­kin söz gir­di­ği şeyi çir­kin­leş­ti­rir. Hayâ ise gir­di­ği şeyi gü­zel­leş­ti­rir."
Dini ol­ma­ya­nın ah­la­kı yok­tur de­ne­bi­lir ki bu gün top­lum­da­ki ahlak çö­kün­tü­sü her­kes­çe ma­lum­dur.
Allah Ra­sû­lü: "Allah bir ku­lu­nu ce­za­lan­dır­ma­yı di­le­di­ği zaman ondan ha­yâ­yı alır. Ha­yâ­sı alı­nan kişi, Allah'ın ga­za­bı­na müs­ta­hak dav­ra­nış­lar ser­gi­le­me­ye baş­lar. Önce ema­net duy­gu­su çe­ki­lip alı­nır. Sonra ha­in­le­şir. Ha­in­le­şin­ce de ondan mer­ha­met alı­nır. Mer­ha­met çe­ki­lip alın­dı­ğı zaman da o kimse, artık ko­vul­muş ve la­net­len­miş olur. Ko­vu­lup la­net­le­nen o ki­şi­nin Müslümanlıkla da iliş­ki­si kal­ma­mış olur."[9]