ALLAH'IN İNSANLARA YAKINLIĞI İLE İLGİLİ AYETLER...
Her şeyin yaratıcısı ve sahibi olan Yüce Allah'a daha yakın olma düşüncesi her müminin istediği ve özlediği bir haldir. Rabbine yaklaşmak isteyen kişi kâinattaki hiç bir şeye benzemeyen sonsuz ve sınırsız olan yaratıcısını bilip tanımak, kulluk gereksinimlerini yerine getirirken nasıl bir iletişim dili benimseyeceğini bilmek ister. Tanımadan anlamanın, anlamadan yaklaşmanın ve sevmenin imkânı yoktur çünkü.
Tanımak için yolumuzu yönümüzü ona çevirmeli değil miyiz?
Bizlere bu kadar yakın olan rabbimizin size şah damarınızdan daha yakınım hükmü gereği Ona dönmeliyiz Onu tanımaya gayret etmeli değil miyiz?
Allah'ın İnsanlara Yakınlığı ile ilgili ayetler...
Bakara Suresi, 186: Ayet: Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.
Nisa Suresi, 126. Ayet: Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, her şeyi kuşatandır.
En'am Suresi, 103. Ayet: Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır.
Enfal Suresi, 47. ayet: Bir de yurtlarından refahtan şımarıp-azıtarak, insanlara gösteriş yaparak çıkanlar ve (halkı) Allah'ın yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatandır.
Kaf Suresi, 16. ayet: And olsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.
Vakıa Suresi, 83. ayet: Hele can boğaza gelip dayandığında,
Vakıa Suresi, 84. ayet: Ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz,
Vakıa Suresi, 85. ayet: Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz.
Mücadele Suresi, 7. ayet: Allah'ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? (Kendi aralarında gizli toplantılar düzenleyip) Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O’dur; beşin altıncısı da mutlaka O'dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir.
Bu kadar ayetlerin ışığında insanın kendini muhasebe etmesi gerekmez mi? Bu dünya muhasebesini yapanın ahirette hesabı kolay olur buyurmuş yüce nebi S.A.V.
Allah'ü talanın bizlere olan yakınlığını hissetmek ve bu yakınlığı daha da yoğun yaşamak dinimizin emrine uyup ibadetlerimi yapmakla sağlanır.
İnsanın aczini, fakrını, ihtiyacını anlaması için bu yakınlığı istemeli.
İnsanın, hayatına lazım olan hiçbir şeyi vücuda getirmeye gücünün yetmemesi onun acizliğini, her şeye ihtiyacının olması fakrını; yorulması, unutması ve uyuması ve bir anda iki şeyi irade edememesi ise onun naks ve kusurunu gösterir. De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana tâbi olun ki, Allah da sizi sevsin" (Âl-i İmrân 3/31).
Muhabbetin temeli Rasûlüllah’a uymaya bağlanmıştır. Dolayısıyla Müslümanlar Hz. Muhammed'in sünnetine uydukları nispette muhabbetullah yolunda mesafe alırlar. Bize verilen her beşeri duyguyu yüce ALLAH'IN bizlere olan yakınlığının göstergesi olarak tefekkür edebiliriz.
Veli zatın dediği gibi Ben onu seviyorum sanmıştım yıllarca sonra anladım ki benden önce o beni seviyormuş.
Müslümanın Allah'tan başka varlıklara karşı duyacağı sevgi ve saygı beşeriyet sınırlarının ötesine geçemez ve hiç bir sevgi müminin kalbinde Allah sevgisine ortak olamaz.
Bütün sevgilerin kaynağı Allah’ü Teâlâ’nın bizlere olan yakınlığı ve sevgisidir.