Muğla Son Dakika Haber
Muğla
HAFİF YAĞMUR
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

OKUMA AŞKINA

YAYINLAMA:

 

 

Oku… Oku… Oku...

Tüm Müslüman olanlar bunu bilir ancak ne kadarını yüreğine işlemiştir bu askıda kalır. Çünkü yaşadığım ömür boyunca benim gördüğüm insanların inancına değil geçinme derdine düştüğünden gerçekleri görme uğruna okumak tan vazgeçmiştir. 

Ülkemizde gerçekleri bilen insan sayısının çok az olduğunu düşünüyorum. Bunun nedenlerini araştırmaya gerek yok. Tarih boyunca dini ülkesi bayrağı uğruna çalışanlar hep ezilmiş, öldürülmüş olduğundan geride kalanlar da korkularından sinmek zorunda kalmıştır. 

Adamın biri çıkıp ne diyor

Akıllı insanları yönetemezsin, halkı cahil bırakacaksın ki her daim sana inansın. Bu tip insanlar da ne yazık ki ülke yönetiyor. Hemen arkasından

Millet nasıl yönetilmek istiyorsa bu böyle olur. Gidişatı asla değiştiremezsin. Bu düşünceler kime ait biliyor musunuz? Ne yazık ki Müslüman olmayan Yahudi uşaklarına aittir. 

Millet Yaradan’ın emrine karşı geldiği için ülkemizde yaşanan ekonomik zorlukların, bitmeyen terör olaylarının nedenini asla göremezler. Bu işi biraz daha yüzeye çekelim. Bir hanede üç kardeş bile birbiri ile geçinemez hale gelmiş ise ya da anaya babaya güvenin azaldığı bir ortam yaratılmış ise bunun tek nedeni okumamaktır. 

Yıllar öncesi okuma uğruna başımdan geçen bir kaç tane hikâye anlatmıştım. Okuma sevdam aslında babamın yüzünden başlamıştı. Evde ki köyde ki, çevremizde ki yaşama tarzımız ile babamın bir yerden alıp getirdiği kitapları okumak zorunda kaldığımda büyük bir boşluğa düşmüş gibi hissettim kendimi. Bakıyordum Yaradan’ın n emrettiği gibi hiç bir yaşantı yok. Hep hiç okumadan her şeyi bildiğini zanneden büyüklerin dediğinden çıkmama, onlar ne derse doğrudur mantığını kendimize örf adet edinmişiz.

Okudukça da çevreme karşı tepki vermeme, hep susmayı, sonra da uzaklaşmayı adet edindim. Çünkü doğrular çevremde doğru algılan mı yordu. Yine de tamamen uzaklaşmak yanlış geliyordu. Bu ikilem arasında yaşarken hem kendim ile hem de çevrem ile kavga eder haline getirilmem de bir gram suçum olmadığı halde isyankâr ilan edildim. Aslında isyanım çevrem ile değildi. Okumaya neden bu kadar karşı geliniyordu. 

Hele hele kız çocuklarının okuması günah gibi algılanıyordu. Kızı okutup niye bu kadar masraf edeceksin, büyüyünce ver kocaya gitsin. Erkekler okumuyor ki bir de kızlar okusun. Allah'tan üç kızım da olsa üçünü de okutacağım diye dilimden söz çıktı. Yaradan da dualarımı kabul etmiş olacak ki üç kızım oldu üçünü de üniversite mezunu ettim. Bir kızım da cennette bizi bekliyor. 

Arapça öğrenemediğim için içimde ukte kalmıştı. Namaz kılacak kadar ezbere duaların dışında Kuran-ı Kerim'i Türkçe olarak en az on defa hatim ettim. Adap ve edebin nasıl olacağını, din adamlarının görevlerinin yanında hukuk, tarih ve başka bir sürü değişik ihtiyaçları okudum. 

Okumak bir yana dursun. Okuduktan sonra ne kadarını çevrene verebildin veya verebildik noktasına gelince. İnsan önce kendisine şu soruyu sormalı. Eşim ve evlatlarım benden razı oldular mı? Yarın mahşer gününde Allah'ın huzurunda benim için ne cevap verecekler. Bunu anlamak için de bazı yollar vardır. 

Yani evladının seni sevip sevmediğinin altında ne yatar. Ben evlatlarıma hiç kötü söz söylemedim, onların isteklerine hep makul cevaplar verdim, her konuyu bir arkadaş gibi oturup konuştum diyebilecek konuma geldiniz mi?

Kızım bu hayatta ne yaparsan yap her daim arkanızdayım. Yeter ki bir baba olarak bana da danışmanız beni çok mutlu eder der misiniz…

Okumuş bir toplum ile okumamış toplumun muhabbetleri bile çok farklıdır. Göreceksiniz okudukça çevrenizde ki toplumun senden uzaklaştığını hissedeceksiniz. Sakın ola okumamışı hor görmeden inceden inceden bildiğiniz konularda tatlı dille uyarmaya çalışın. Bazen de şaka ile karışık akılları ile oynayın. Bilmediğiniz konularda ise sakın ola tartışmaya girmeyin. Daha mantıklısı yönlendirme yapabilirsiniz.

Bu davranış size saygı gösterilmesini sağlar. 

Şimdi uzaktan, yakından gözlemlemeye başladım. Ben ne kadarı ile başarılı oldum. Birincisi her üç evladım da hal ve hareketleri, bilgisi ve kazanımları doğrultusunda bu dünya da ayakta kalabilecek düşüncelere sahiptir. Hatta beni bile geçtiler diyebilirim. Bu bir baba için yeterli değil mi? 

Kolay kolay kimsenin kalbini kırmazlar. Eksiklikler yok mu? Vardır elbet, hiç bir insan şimdi ki zamanda dört dörtlük olma fırsatını yakalayamaz. Durup dururken bu sözü niye söyledin demeyin. Hani birileri der. Cahille etme muhabbet. Kim söylemiş ise yanlış söylemiş. Cahille de muhabbet ederim çocukla da. Onlarla muhabbet etmez isen yanlış olur. Edeceksin ki bir şeyler öğrensin. Hani birileri çıkar karşına, çokbilmiş gibi davranıp hakaret etmeye başladığı an

O kişiyi fikirleriyle baş başa bırakın. Arkadaş dahi olmayın. Hiç kimse kimseyi hor göremez.

Birileri gibi her akşam televizyonlarda birbirine hakaret, küfür etmeyi öğrenmesinler. Ne oluyor muş şimdi. Okumuş insan küfür etmez, hakaret etmez, kibirlenmez, çalmaz, hor görmez… Oku kardeşim. Elinize ne geçerse okuyun. 

Kötü olmak sana bağlı olan olgu değildir

Başkalarının sana bakış açısının yetersizliğidir

Kendini bilmeyen atar çamuru

At gibi geveler, çiğner hamuru

Herkes görende sanır su samuru

Okusan bir türlü okumasan da

Haydi, hayırlı sabahlar...

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *